Haberler

  • 15 Ekim 2020

Meme Kanserinde Erken Teşhis Hayat Kurtarır

Dünyada kadınlarda görülen kanserlerin üçte birini meme kanseri oluşturuyor ve meme kanseri her sekiz kadından birini etkiliyor.

 

Meme kanserine dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak adına 15 Ekim Dünya Meme Sağlığı Günü kapsamında Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atilla Kurt açıklamalarda bulundu.

 

Meme kanserinin önemli bir hastalık olduğuna değinerek sözlerine başlayan Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atilla Kurt, “Meme kanseri, memenin süt kanallarını döşeyen hücreler arasında, genetik yatkınlık veya hormonal etkenler sonucu kontrolsüz şekilde çoğalan ve başka organlara yayılım yapabilecek potansiyeli taşıyan hücrelerden meydana gelen tümöral oluşumdur. Bu hücreler yayılma ve başka bölgelere sıçrama eğilimi gösterirlerse kötü huylu tümör (kanser), oldukları yerde sabit kalıyorlarsa iyi huylu (selim) tümör ismini alırlar.” dedi.

 

Meme kanserindeki risk faktörlerine değinen Prof. Dr. Kurt, “Tüm insanlarda erkek veya kadın, meme kanseri gelişme riski bulunmaktadır. Ancak, bazı kadınlarda meme kanseri gelişme riski diğerlerine göre daha fazladır. Genetik olarak meme kanseri gelişimine yatkın genleri taşımak, ailesinde meme kanseri gelişmiş birey olması, daha önce memede kanser gelişmiş olması, daha önce memede kansere öncü sayılabilecek bir lezyonun bulunmuş olması, çocukluk veya gençlik çağında başka bir nedenle göğüs bölgesinin ışınlanmış olması, âdet başlama yaşının erken, âdetten kesilme yaşının geç olması, hiç doğum yapılmaması veya ilk doğumun 30 yaşından sonra yapılması, mamografi taramalarında yoğun meme dokusuna sahip bireyler ile yumurtalık ya da rahim kanseri öyküsü olan bireyler risk altındadır.” ifadelerini kullandı.

 

Meme kanserinin belirtilerine değinen Prof. Dr. Kurt, “Meme kanserinin en sık rastlanan belirtisi; memede ağrısız, zamanla büyüyen bir kitlenin ele gelmesidir. Ancak aşağıdaki belirtilerde meme kanserinde görülebilmektedir. Memede veya meme ucunda ağrı, meme derisinde kaşıntı ve yanma hissi, meme başında çekilme, sonradan ortaya çıkmış şekil bozukluğu, memede portakal kabuğu görünümü, tek taraflı meme ucunda akıntı- özellikle kanlı akıntı, koltuk altında ele gelen kitle ve memenin şekil değişikliği belirtileri mevcuttur. Kendi kendine muayene, erken teşhisteki en önemli yöntemdir. Doktor muayenesi ile birlikte ayda bir kere kendinizin yapacağı bu muayene size erken müdahale şansı sağlayacaktır.” şeklinde konuştu.

 

Prof. Dr. Kurt konuşmasının devamında, “Ayrıntılı meme muayenesi, her iki memeyi içerecek şekilde mamografi ve ultrasonografi, şüpheli saptanan lezyonlardan ince iğne ile aspirasyon biopsisi veya ultrasonografi veya mamografi eşliğinde biopsi ile patolojik ve histolojik tanı, uzak organ yayılımlarını araştırmak için kan testleri, akciğer filmi, batın ultrasonografisi, bilgisayarlı tomografi ve PET-BT tetkikleri yapılabilir. 20-40 yaş arası ayda bir kendi kendine meme muayenesi yapılmalıdır. Ayrıca iki yılda bir doktor muayenesi olunmalıdır. 40-69 yaş arası bireyler ise; ayda bir kendi kendine meme muayenesi yapılmalı, yılda bir doktorda meme muayenesi olunmalı ve iki yılda bir mamografi çektirilmelidir.” ifadelerine yer verdi.

 

Prof. Dr. Kurt son olarak “Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi meme kanseri için tedavi noktasında her türlü imkânımız var. Meme polikliniğimiz var. Hastalarımız geldiğinde muayeneleri ve tetkikleri yaptırıyoruz.” diye konuştu.

15

Ekim

2020

Haberler