Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Cumhuriyet Meslek Yüksekokulu tarafından Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) ve Para Politikası Kurulu başlıklı konferans düzenlendi.
İlahiyat Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen programa Vali Salih Ayhan, Belediye Başkanı Hilmi Bilgin, Rektör Vekili Prof. Dr. Ünal Kılıç, İl Özel İdare Genel Sekreteri ve Vali Yardımcısı Mehmet Nebi Kaya, Vali Yardımcısı Yeliz Yıldızhan, Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet Duman, Cumhuriyet Meslek Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Fatma Derya Biçer, konuşmacı TCMB Banka Meclisi ve Para Politikası Kurulu Üyesi Ömer Duman, il protokolü, dekanlar, müdürler, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Programın açış konuşmasını yapan Cumhuriyet MYO Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Biçer, “Türkiye Cumhuriyeti'nin para ve döviz politikalarını yöneten bir kurum Merkez Bankası. Ancak bizler onun görev alanlarını, yetkisini, sorumluluk alanlarını çok da iyi bilmiyoruz. Bilgilerimiz bu nokta da sınırlı. Biz öğrencilerimize sorduk; Merkez Bankası ne iş yapar diye. Birçoğu dedi ki, para basar, faizle ilgili bir şeyler yapar, enflasyonu değiştiren kararlar verir, parayı yönetir dedi. Ama daha ayrıntılı bilgi sahibi olan öğrencilerimizin sayısı azınlıktaydı. Dolayısıyla ekonomi toplumun refah göstergesinin belirleyicisidir. Bunu hepimiz biliyoruz. Ekonomide dolaşan paranın yönetimini üstlenen bir kurum olarak Merkez Bankası’nın işleyişi, iş süreçleri hakkında eksik olan bilgilerimizin tamamlanması adına her birimiz birey olarak, belki hoca olarak ve öğrenciler böyle bir konferans düzenlemeyi arzu ettik.” dedi.
Biçer’in konuşmasının ardından TCMB Banka Meclisi ve Para Politikası Kurulu Üyesi Ömer Duman’ın TCMB ve Para Politikası Kurulu isimli konferansına geçildi.
Duman konuşmasına Merkez Bankası’nın sahipliği konusunda bilgilendirme yaparak başladı. “Bazı Merkez Bankalarının sahipliği devlet otoritesidir, bazılarının sahipliği devletin değildir. Farklı organizasyonlardır, şirketlerdir. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası en yerli ve millî kuruluşumuz.” diyen Duman sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:
“1970/1211 sayılı kanundan sonra en yerli ve millî kuruluşlarımızdan biri hâline geldi. Merkez Bankası bağımsızdır. Bağımsızlık hukuki bir şey. Bağımsız olması bu ülkenin yönetiminden, bu ülkeyi idare edenlerden bağımsızlık değildir. Bu tamamen hukuki yapısı, iktisadi anlamda bağımsızlıktır. Verdiği kararların ekonomik sonuçlarını belirleyebilme ve kararlarına kimsenin müdahil olamaması anlamında bir bağımsızlıktır. Otoriteyle ve demokrasiyle yönetilen yönetimler de dâhil öncelikle idare kendi yönetiminin devam etmesini ister. Belki 50 yıl, 30 yıl sonrasını düşünmeyebilir diye Merkez Bankası’nın bağımsız olması görüşü 1900’lü yıllardan itibaren dünyada iktisatçılar arasında kabul görmüş, kurulan tüm Merkez Bankaları bu şekilde kurulmuş, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası da ilk kurulduğu yıl olan 1930 yılında hem hukuki hem siyasi olarak bağımsız kurulmuş.”
Merkez Bankasına niye ihtiyaç duyuldu sorusunun çokça sorulan sorulardan biri olduğuna değinen Duman, Osmanlı Bankası’nın her ne kadar bu topraklarda olsa da ve Türkiye Cumhuriyeti’nin imparatorluğun mirasçısı bir ülke olmasına rağmen kendi parasını basamadığını ve kendi paranın tedavülünü yönetemediğini bu nedenle Merkez Bankası’na ihtiyaç duyulduğunu anlattı.
Duman, “Her devletin bir Merkez Bankası olması gerektiğine karar verilince bu konuyla alakalı bir heyet oluşturuluyor, heyet Merkez Bankası dünya örneklerini inceliyor. Anonim şirket olarak kurulmasına karar veriliyor. 11 Haziran 1930 tarihinde 1715 sayılı kanunla Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası kuruluyor ve yaklaşık 15 ay sonra da fiilen çalışmaya başlıyor. Atatürk’ün onayından ilk çıkan şekli Türkiye Merkez Bankası fakat Meclisten çıkarken Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Anonim Şirketi olarak çıkıyor.” diye ekledi.
Duman konuşmasını Merkez Bankası’nın işleyişi, çalışma şekliyle ilgili bilgiler aktardı.
Merkez Bankası’nın ardından Para Politika Kurulu ile ilgili merak edilenlere değinen Duman şu cümlelerle konuşmasına son verdi:
“1990’lı yıllardan itibaren Türk varlıklarına çok ciddi yatırım yapmış firmalar istemeyerek de olsa biz fonlarımızı sizin varlıklardan çıkmak zorunda kaldık dediler. Aynı zamanda maalesef içerdeki bazı mahfillerin hareketiyle Türkiye’deki bankalardan da hem TL hem de döviz çıkışı başladı. Bu tam anlamıyla finansal saldırıdır. Türkiye’de faaliyette bulunan bankalardan normal çıkışın 100 katına ulaştı ve bu sadece nakit çıkışı. Merkez Bankası o anda oturum yaptı, bir açıklama yaptı. Tüm nakit çıkışları karşılanacaktır dedi. Vatandaşımız sakin olsun biz karşılayacağız dedi. Ama maalesef bu para sisteme büyük bir kısmı dönmedi, yurt dışına da çıkmadı. Ekonomi istikrar ister, algı, beklenti ister. Ülkeyi önce bir istikrarsız hâle getirip sonra bir finansal saldırıyla başka şeyler amaçlandı ama ülkemizi yönetenlerin öngörülü tedbirleriyle bu şeyi belki olabildiğince ucuz atlattık.”
Program Vali Ayhan’ın konuşmacı Ömer Duman’a teşekkür belgesi vermesi ve toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.
Mart
2020