Haberler

  • 27 Şubat 2020

“Anadolu’da İslam Şiirle Yayılmıştır”

Rektörümüz Prof. Dr. Alim Yıldız şehrimizdeki sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya gelmeye devam ediyor.

 

Bu kapsamda Sivas Genç İHH tarafından düzenlenen Gençliğin İnşası Seminerleri üst başlıklı Edebiyat Söyleşisi programında öğrencilerle buluştu.

 

Susamışlar Konağı’nda gerçekleştirilen söyleşiye Rektörümüzün yanı sıra Sivas Genç İHH üyeleri katıldı.

 

Program Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlarken, Rektörümüz Prof. Dr. Alim Yıldız konuşmasına kendi öğrencilik dönemine ilişkin bilgiler vererek başladı.

 

Rektörümüz konuşmasında Türk-İslam Edebiyatı alanına değinerek, “Türk-İslam Edebiyatı Türklerin Müslüman olmasından itibaren başlayarak hayata İslami bir pencereden bakan bir edebiyattır. Onun için ilk eserlerden itibaren 13’üncü yüzyılda Anadolu’da başlayan bir edebiyat var. Günümüze gelinceye kadar devam eden ve hâlâ günümüzde eser vermeye devam eden bir edebiyattır.” dedi.

 

“13’üncü yüzyılda iki şairden söz ederiz. Birisi Mevlana, diğeri ise Yunus Emre’dir.” diyerek konuşmasını sürdüren Rektörümüz Yıldız, “Anadolu’da bu şairlerle başlayan bir edebiyat var. Mesnevi camiye giren kitaplardan birisidir. Camiye giren kitaplar Kuran-ı Kerim, hadisler, mesnevi, mevlit ve bazen de Muhammediye’ler olmuştur. Mevlana,13’üncü yüzyıldan bugüne kadar dünya edebiyatında tanınan şair ve yazardır. Aynı zamanda Türk Edebiyatını büyük ölçüde etkileyen bir şairdir. Yunus Emre de Türk edebiyatına yön veren isimlerdendir. Mevlana’nın Yunus Emre’den farkı şudur; Mevlana eserlerinin tamamını Farsça yazmıştır ve Mevlana okumuş-yazmış insanlara hitap etmiştir. Yunus ise arı duru bir Türkçe ile herkese hitap etmiştir. Yunus Emre düşünüldüğü zaman okuma yazma bilmeyen biri olarak düşünülür ama bu da yanlıştır. Yunus iyi bir medrese eğitimi almıştır. İki tane eseri var; bir tanesi Yunus Divanı diğeri de Risaletü’n-Nushiyye adlı mesnevisidir. Sonuç olarak 13’üncü yüzyılda iki tane ekol oluşmuştur. Yüzyıllar boyunca da bu iki isimin ardından giden pek çok kişi olmuştur. Anadolu’da İslam’ın yayılmasındaki en önemli etki edebiyattadır.” ifadelerini kullandı.

 

Ayet tercümelerinin, hadislerin ve fıkıh kitaplarının şiirlerle aktarıldığını kaydeden Rektörümüz, “13’üncü yüzyıla tekrar dönecek olursak insanlarda okuma-yazma oranı çok düşük, tarım toplumunda yaşıyorlar. Osmanlı Devleti’ni düşündüğümüz zaman insanlar okuma-yazma oranı yüksek diyebiliyorlar ama kesinlikle öyle bir şey söz konusu değildir. Cumhuriyetin başlarına kadar okuma yazma oranı düşüktü. Osmanlı dönemi için sanattan bahsediyorsak eğer sanat şiirdir, sanatçı ise şair. Dönemin şartlarını da düşünürsek insanlara çoğu şey şiirlerle verilmiş ve anlatılmıştır. Hadisi bilmez ama bir kelimesi dikkatini çeker ve hadisin ruhunu kavrar, ayeti bilmez ama ayette geçen bir kelime onu derinden etkiler ve ayetin ruhunu kavrar. İşte Anadolu’da İslam bu şekilde yayılmıştır. Günümüzde de şiir çok önemlidir. Cumhuriyet dönemine bakarsak aklımıza; Mehmet Akif Ersoy, Necip Fazıl, Sezai Karakoç gibi isimler gelir. Mehmet Akif’in yaşadığı dönemi düşündüğümüz zaman İslam’a ne kadar büyük hizmet verdiğini görmüş oluruz. Necip Fazıl’ın İslamiyet’e yaptığı hizmeti bizim gibi 100 veya 1000 tane ilahiyatçı yapamaz. Sezai Karakoç’un yaptığı hizmette yine aynı şekildedir.” cümlelerine yer verdi.

 

Öğrenci odaklı düşündüklerini ve bu minvalde çalışmalar yaptıklarını söyleyen Rektörümüz Yıldız, “Bizim burada bulunma gayemiz sizlerin yolunu açmaktır, sizlere yardımcı olmaktır, iyi bir eğitim almanızı sağlamaktır. Bundan dolayı da öğrencilerle bir araya gelmekten her zaman mutlu olmuşumdur. Buna da çok büyük önem veriyorum.” diye konuştu.

 

“Ne Yapıyorsak Samimiyetle Yapmamız Lazım”

 

Öğrencilik yıllarından örnekler vererek konuşmasını sürdüren Rektörümüz sözlerini şu cümlelerle sonlandırdı:

 

“Mutlaka bir hobi bulun, bir şeyle meşgul olun. Çünkü öğrencilik bittikten sonra hayatınızı etkileyecek, hayatınıza yön verecek şeylerden birisi budur. Size çok şey öğretir. Kendinizden bir şey veriyorsanız orada bir bereket ortaya çıkar. Gidip bir yetimin başını okşuyorsanız orada bereket çıkar. Halis niyetle Allah rızası için yapmak lazım. Bir Kutsi Hadis hatırlıyorum: "Siz benim adımı bir yerde, bir toplulukta anarsanız, ben de sizin adınızı o topluluktan daha iyi bir toplulukta andırırım." Ne yapıyorsak samimiyetle yapmamız lazım, bunun bir ibadet olduğunu bilerek yapmanız lazım. Kendinizden bir şeyler katın işin içine. Bazen uykusuz kalacaksınız, bazen yorulacaksınız ama bunun neticeleri güzel, insanlara yardım ediyorsunuz. Çaresizlerin yardımına koşuyorsunuz. Allah yolunuzu açık etsin. Bunlar tabii daha sonraki dönemlerde size birçok yerde yollar açacaktır. Bunlar büyük tecrübeler. Üniversitedeyken yaptığınız, öğrenciyken yaptığınız faaliyetler hayatınızda çok büyük tecrübelerdir. Sizleri bir yerlere taşır. Bunlar önemli, onun için ben hepinize teşekkür ediyorum, böyle bir yola girmişsiniz, çok güzel bir iş yapıyorsunuz. Allah yaptığınız işleri bereketlendirsin.”

 

Soruların cevaplanmasının ardından Rektörümüz “Devasa Kaygılar” isimli şiirini okudu. Program Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Halis Demir’in Rektörümüze hediye takdim etmesiyle sona erdi.

 

27

Şubat

2020

Haberler