Üniversitemiz Tıp Fakültesi biyokimya Ana Bilim Dalı öğretim elemanları dünyada ilk olan bir projeye imza attı.
TUBİTAK’ın tam destek verdiği projenin içerisinde tüp bebek uygulaması ve çocuk kanseri hastaları için önemli çalışmalar yer alıyor.
Proje hakkında bilgi veren Tıp Fakültesi Biyokimya Ana Bilim Dalı öğretim elemanı Dr. İsmail Sarı, “Yumurtalıkların dışarıdan gonadotropin hormonlarla uyarılması yoluyla yumurta eldesi gerek deneysel araştırmalarda gerekse tüp bebek tedavisinde sıklıkla kullanılan bir tedavidir.” dedi. Bu tedavinin bazı yan etkilerinin de olduğunu belirten Dr. Sarı, “Bu çalışmalarda hormonlarla yumurtalıkların uyarılmasının gerek fötal veya embriyonel gelişim üzerine olumsuz etkiler oluşturduğu gerekse kromozom anomalilerinde artışa yol açtığına dair birtakım veriler bulunmaktadır.” dedi.
Dr. Sarı, “Bu veriler tamamıyla tüp bebek tedavisinin olumsuz bir tedavi olduğuna işaret etmez. Bununla birlikte araştırmacılar olarak bizler tüp bebek tedavisinin olumsuz yan etkilerinin en az düzeye düşürülmesi konusunda çaba içerisinde olmamız gerekiyor.Bu amaçla TUBİTAK 3001 projesi kapsamında sunduğumuz bir araştırma TUBİTAK tarafından desteklenmesine karar verildi.” dedi.
Süperovulasyon amacıyla GONADOTROPİN uygulamasının Pi-RNA yolağında yer alan genlerin eksperesyonu üzerinde etkisini incelemesi” başlığı altında çalışacaklarını belirten Dr. Sarı, proje aşamasında Histoloji ve Embriyoloji Ana Bilim Dalından Yrd. Doç. Dr. Erkan Gümüş’ün birikimlerinden faydalanacaklarını söyledi.
Dr. Sarı, “Bu projeyle birlikte günümüzde başarısız tüp bebek tedavisi uygulamalarında bazı kadınlar defalarca aynı uygulamaya maruz kalmakta ve bu mağduriyetin ne gibi yan etkilerinin olduğu literatürlerde yer almaktadır. Biz aslında deneysel prosedürümüzü farklı aralıklarla belirli periyotlara uygulanan bu işlemin piRNA’lar üzerine etkisini inceleyerek yeni verilerin oluşmasını sağlayacağız.” dedi.
Projede içerisinde araştırmaları olan Histoloji ve Embriyoloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Erkan Gümüş yaptığı açıklamada, “Klinikte kısırlık tedavisi gören kadın hastalardan olgun (spermle birleşmeye hazır) yumurtaların, bizim belirlediğimiz zamanda ve birden fazla sayıda toplamamızı sağlayan gonadotropin uygulamasının olası bazı yan etkilerinin hayvan deneyleriyle gösterildiğini” belirtti. Dr. Gümüş, “Bu etkilerin embriyo oluşumu hatta oluşan embriyonun anne rahmine tutunmasını da etkileyebildiğini dolayısıyla tüp bebek tedavilerinde iyi kalite embriyo transfer edilse de her zaman gebeliğin gerçekleşmeyebileceğini” belirtti. Dr. Gümüş “Bu başlangıç projemiz özellikle kısırlık sürecinde uygulanan yeni tedavi yöntemlerinin Üniversitemize getirilmesi konusunda projelerimizi oluşturduk.” dedi.
Konuşmasının sonunda Dr. Gümüş, “Özellikle çocukluk çağı kanser hastalarında hayatta kalma oranlarının, uygulanan yeni tedavi yöntemleriyle arttığı ancak bu hastaların kanserden kurtulsa da ilerde infertilite (kısırlık) sorunu yaşadığını ve bu durumun hem bireyi hem de toplumu sosyal açıdan etkilediğini” dile getirdi. Dr. Gümüş, “Bu hasta gurubu için günümüzde tek seçenek olan ancak hala deneysel çalışmaları dünya genelinde devam eden; yumurtalık ve testis dokularının dondurulması ve üreme dönemine ulaştıklarında bu hastalara tekrar transplantasyonu, konusunda bizim de teknikleri iyileştirmeye yönelik projelerimiz hazır ve bu yönde çalışmalarımızı devam ettirerek deneylerde kalan çalışmaları üniversitemizde hayata geçirmek istiyoruz” dedi.
HABERLE İLGİLİ VİDEO İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ:
youtu.be/YxC1I3Tpx6g KANAL 58
youtu.be/9eodX9-pD3I VİZYON 58
Ocak
2017