Yönetmen Demirkubuz İletişim Öğrencileriyle Bir araya Geldi
Masumiyet, Kader, Yazgı, İtiraf ve Yeraltı gibi ödüllü filmleriyle tanınan yönetmen Zeki Demirkubuz, üniversitemiz İletişim Fakültesi öğrencileriyle bir araya geldi.
Fakülte Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen “Zeki Demirkubuz Sineması Üzerine” konulu söyleşiye İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Metin Erol, Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Ümit Arklan, öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci katıldı.
Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Ümit Arklan, söyleşi öncesi yaptığı açılış konuşmasında Zeki Demirkubuz’u fakültelerinde ağırlamaktan duyduğu mutluluğu dile getirerek henüz radyo televizyon ve sinema bölümü açılmamasına rağmen fakültede sinemaya ilgi duyan çok sayıda öğrenci olduğunu kaydetti.
1980 darbesinden sonra tutuklanıp üç yıl hapis yatan, bu dönemde edebiyata ilgi duymaya başlayıp, Dostoyevski'yi keşfeden, tahliyesinden sonra Anadolu'nun çeşitli kentlerinde işportacılık yapan, askerliğini erteleyebilmek için okula dönmeye karar verip İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi'ne giren ve 1986 yılında Zeki Ökten'in asistanlığını yaparak sinemaya başlayan Zeki Demirkubuz, sinemaya bakışını öğrencilerle paylaştı.
Sinemaya ilgi duymasında çocuk yaşlarda izlediği Yeşilçam filmlerinin rolü olduğunu söyleyen Demirkubuz, “Ben Yeşilçam’da sevdim sinemayı. Ondan çok uzun yıllar sonra başka şekilde bende karşılığını buldu ve geri döndü. Bu duygularımla değerlendirdiğim zaman ama aklımla ve ahlaki olarak değerlendirdiğim zaman korkunç bir yer. Bir yönetmen olarak bana ne katmış diye baktığım zaman gerçekten hiçbir karşılığı yok. Şöyle bir yardımı
oldu sadece ne yapılmaması gerektiğini öğrendim” dedi.
Filmlerinin senaryolarını da kendisi yazan Demirkubuz, öyküleri yazarken sansür kaygısı yaşamadığını da dile getirdi. Herhangi bir baskı ya da sansürün o filmi çekmesine engel olmayacağını belirten Demirkubuz, “Açıkça söylemek gerekirse sansürü savunmuyorum ama belli bir şeyden sonra bunlara bu kadar karşı çıkmak gencecik çocukların öldürüldüğü bir ülkede bira lüks gibi de buluyorum. Bir sanatçı tabi ki filmine sansür uygulanmasına karşı
çıkmalı ama bunun bir dozu olmalı. Ben şu konuda çok titizlendim; mesela yurt dışına gideceğim zaman bu filmde anlatacağım işkence sahnesi gerçek olabilir ama ‘bu bizi utandırır mı küçük düşündürür mü?’ duygusuna çok dikkat ederim” ifadelerine yer verdi.
Soru cevap şeklinde devam eden söyleşinin sonunda İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Metin Erol, Demirkubuz’a teşekkür belgesi takdim etti.