Haberler

  • 16 Nisan 2015

Tıbb-ı Nebevî Adlı Program Düzenlendi

Üniversitemiz İlahiyat Fakültesi tarafından Tıbb-i Nebevî adlı program düzenlendi.

İlahiyat Fakültesi Kültür Merkezi’nde gerçekleşen programa Rektör Prof. Dr. Faruk Kocacık, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sabri Erturhan, CÜ Genel Sekreter V. Prof. Dr. Ömer Poyraz, CÜ Vakfı Genel Sekreteri Prof. Dr. Mehmet Baktır, öğretim elamanları ile çok sayıda öğrenci katıldı.

Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından programın açılışında konuşan İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erturhan, Hz. Peygamberin her alanda olduğu gibi tıp alanında da rehber, kılavuz ve öğretmenimiz olduğunu söyleyerek, Hz. Peygamberin sadece bedeni hastalıklara reçete sunmakla kalmadığını, aynı zamanda psikolojik rahatsızlıklara da reçete sunduğunu söyleyerek, programda emeği geçenlere teşekkür etti.  

Dekan Prof. Dr. Erturhan’ın konuşmasının ardından Türk Tasavvuf Müziği ve İlahi konserine yer verildi.

Programa konuşmacı olarak katılan ve Kutlu Doğum Haftası ile ilgili bilgiler vererek sözlerine başlayan üniversitemiz Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekan V. Prof. Dr. Fikret Ergüngör, Entropi ile ilgili bilgiler vererek, “Fen bilimlerinin en önemli yasası her şeyin yıprandığını söyleyen yasadır. Canlılar doğar, büyür, gelişir, yaşlanır ve ölür. Evrende her an düzensizlik artmaktadır. Düzensizlik Entropi adı verilen nicelik ile ölçülür” dedi.  

Hayat’ın ne zaman, nerede ve nasıl başladığı ile ilgili bilgiler veren Prof. Dr. Ergüngör, “Kadın yumurtalığı ortalama 2 milyon yumurta içerir. Fakat depolanan yumurta sayısı zaman içinde azalır ve ancak 400–500 tanesi canlı kalır. Her biri sayısız kuşağın genetik koduna sahiptir. Bir kadın ömür boyunca 30-35 kez doğum yapabilme potansiyeline sahiptir. Olgunlaşmış yumurta hücresine bir kerede 200–400 milyon sperm hücresi gönderilir ancak,  bunun milyonda biri (% 0,00001) yumurtaya ulaşabilir. Spermler yumurtaya ulaşmak için dakikada 2–3 mm. hızla ilerler. Yaklaşık 40–60 dakikada yumurtaya ulaşırlar. Yumurta henüz yumurta borusuna girmemişse, spermler burada 1–3 gün kadar aşılama kabiliyetlerini koruyarak kalabilirler. Spermin yumurta hücresine girip iki hücrenin kaynaşması 24 saat kadar bir süreyi kapsar” dedi.

Hayatın hem kaderle oluşturulduğunu ve örüldüğünü,  hem de ölümcül olan bir hastalık olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ergüngör, hayatın başlaması ile birlikte ölüme gidişinde başladığını, eninde sonunda ölümle sonuçlanacak bir süreçte tıp ilminin görevlerinin neler olduğu konularında bilgiler verdi.

Geciktirilmeden konan tanının uygun ve zamanında yapılan tedaviyle ve hastanın fizik bedeninin müsaade ettiği ölçüde, kısmen ölümün ertelenebileceğine aynı zamanda kalan ömrün kalitesini arttırabileceğine değinen Prof. Dr. Ergüngör, “Hekimin iyi niyetle hastayı iyileştirmek için çokça gayret etmesi, hastanın da hastalığına sabretmesi, belki de böyle bir hastalığa duçâr olduğu için şükretmesi gereklidir” şeklinde konuştu.

Tıbb-ı Nebevî’nin geçmişten günümüze gelene kadar sürekli korunmayı başarmış ve uygulandığı için de etkilerinin güncelliğini sürdürdüğünü aktaran Prof. Dr. Ergüngör, Tıbb-ı NebevÎ’nin sağlığın süreklilik taşıması için yapılması gerekenlerin âdeta bir listesi olduğunu sözlerine ekledi.

Programın ardından Rektör Prof. Dr. Faruk Kocacık tarafından konuşmacı Prof. Dr. Ergüngör’e günün anısına teşekkür belgesi takdim etti. 

16

Nisan

2015

Haberler