Haberler

  • 09 Eylül 2011

“Doğum Sonu Dönemde Geleneksel Uygulamalar”

Öğr. Gör. Gamze Bozkuş Eğri, doğum sonu dönemde yapılan geleneksel uygulamalarda herhangi bir nedenle kadınların üçte birinde daha sonraki dönemlerinde bir kronik hastalık veya sakatlık meydana geldiğini bildirdi. Üniversitemiz Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Akın Konak ile birlikte ''Doğum sonu dönem ile ilgili geleneksel inanç ve uygulamalara dünyadan ve Türkiye'den örnekler'' konulu bir araştırma yapan Eğri, çalışmanın Türkiye'de yapılan geleneksel uygulamalarla, farklı ülkelerde doğum sonu dönemde yapılan geleneksel uygulamaların farklılıklarını, benzerliklerini saptamak amacıyla gerçekleştirildiğini ifade etti. Öğretim elemanlarımız açıklamalarında ''Doğum sonu dönemde yapılan geleneksel uygulamaların bazılarının sağlığa yararlı, bazılarının zararlı, bazılarının ise ne yararlı ne de zararlı olduğu bilinmekte. Bizler sağlık personeli olarak toplumların doğum döneminde geleneksel inanç ve uygulamalarını bilerek yararlı olanları desteklemek, zararlı olanları toplumla konuşarak en aza indirmek, ne yararı ne de zararı olanları ise hiçbir şekilde değiştirmemek taraftarıyız. O nedenle bu tip uygulamalar gerek toplumun tanımlanması gerekse sağlık uygulamaları veya sağlık prosedürlerinin belirlenmesinde çok önemli.'' şeklinde konuştular.

Türkiye'de doğum sonu dönemde albasmasına yönelik bir takım geleneksel uygulamalar, annenin diyeti, sütünün daha çok olması, kanamayı azaltmaya ve bebeğe yönelik yapılan geleneksel uygulamalar yapıldığını açıklayan Eğri, ''Bu uygulamaların hemen hemen hepsi anne ve bebeği korumak amaçlı. Yani herhangi bir art niyet bulunmamaktadır. Ancak toplumların yarar-zarar ilişkisi içerisinde özellikle zararlı uygulamalar da bize gerçekten sıkıntı vermekte'' dedi. Doğum sonu dönemde toplumda yapılan geleneksel inanç ve uygulamaların büyük bir yüzdeyle yapıldığını ifade eden Eğri, ''Özellikle kırkı çıkartma, yarı kırkı çıkartma, sütün artması ve bebeğe yönelik uygulamalar çok. Ama özellikle doğum sonu dönemde yapılan uygulamalarda herhangi bir nedenle kadınların üçte birinde daha sonraki hayatlarının dönemlerinde bir kronik hastalık veya sakatlık meydana gelmektedir. Ve bu da biz hemşireler için çok önemli. Hemşirelerin ve sağlık personelinin geleneksel inanç ve uygulamalara, özellikle kültürel uygulamalar çok dikkat etmesi, toplum için yararlı olanların desteklenmesi gerekmektedir.'' 

 Sosyal ve Kültürel Hastalık İlişkisi

 Yrd. Doç. Dr. Akın Konak ise uygulamaların özellikle kırsal kesimde yapıldığını belirterek, şehir merkezine yaklaştıkça yavaş yavaş azaldığını söyledi. Yrd. Doç. Dr. Akın Konak, ''Burada en önemli nokta da kırsal kesimdeki halka ulaşıp zararlı uygulamaları en aza indirmek burada halkın gelenek göreneklerini olduğu gibi derlemek ancak yanlışları varsa bunları tıbbi eğilimlere ve davranışlara yönlendirmek için neler yapılabileceğini bulmayı amaçlıyoruz. Geleneksel uygulamaları, sağlık uygulamalarını, hastalık anlayışlarını başka kültürdeki değerlerle karşılaştırarak sağlık ve hastalık konusundaki bu insan davranışlarını tespit etmeye çalışıyoruz. Zaten medikal antropoloji dediğimiz alanda tıp ile antropolojinin kesişme noktasında ortaya çıkmıştır. Sadece belli kültürlere özgü hastalıklar var. Dolayısıyla kültür ve hastalık ilişkisi çok belirgin ve önemli ipuçları içeriyor'' dedi. Geleneksel tüm uygulamaları ortaya çıkarmak gerektiğini vurgulayan Dr. Konak, ''Biz bunlara bu çalışmayla doğum sonuyla ilgili kısmıyla bir veri sağlamaya çalıştık. Bizim çalışmamız başkalarına kaynaklık ederse tabii bu bizim amaçlarımızın içerisinde olacaktır'' dedi. 

09

Eylül

2011

Haberler

Kurumsal Sosyal Medya Hesapları

Facebook

Takipçi Sayısı = 13.660

TwItter

Takipçi Sayısı =

Instagram

Takipçi Sayısı = 32677

Youtube

Abone Sayısı = 4,93 B